Open Source AI Foundation, açık kaynak yapay zekânın avantajlarını vurgulamak ve karar alıcıları bu teknolojiye yönlendirmek amacıyla 10 milyon dolarlık bir reklam kampanyası başlattı. Kampanya, özellikle kapalı kaynak yapay zekâ sistemlerinin hükümet ve kamu kurumlarında kullanılmaması gerektiğini savunuyor.
Teknoloji dünyasında ve politika alanında açık kaynak yapay zekânın güvenlik açısından daha avantajlı olup olmadığı tartışmaları sürerken, vakıf bu teknolojinin şeffaflık ve güvenilirlik sunduğunu öne sürüyor. Cambridge Analytica ifşacısı Brittany Kaiser liderliğinde yürütülen bu girişim, kapalı kaynak yapay zekâ kullanan devlet kurumlarının sözleşmelerini iptal etmesi ve açık kaynak çözümlere yönelmesi gerektiğini savunuyor.
Vakfın teknoloji devlerinden destek alıp almadığına dair soruya yanıt veren Brittany Kaiser, şu anda böyle bir destek almadıklarını, ancak büyük şirketlerden bazılarının ilgi gösterdiğini belirtti. Açık kaynak yapay zekâ misyonunu paylaşan tüm tarafları projeye katılmaya davet ettiklerini ifade etti.

OpenTeams CEO’su Joe Merrill, kamu kurumlarının kapalı kaynak yapay zekâ sözleşmelerini derhal iptal etmesi gerektiğini vurgularken, devlet yapay zekâ sistemlerinin tamamen şeffaf bir şekilde geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Açık sistemlerin denetlenebilir ve doğrulanabilir olduğunu söyleyen Merrill, bu yaklaşımın daha güvenilir bir kamu teknolojisi sağlayacağını dile getirdi.
Benzer bir görüşü paylaşan Eliza Labs CEO’su Shaw Walters, büyük dil modellerinin zaten açık kaynak çerçeveler üzerine kurulduğunu ve internetten toplanan verilerle eğitildiğini ifade etti. Kamu hizmetlerinde kullanılan yapay zekâ sistemlerinin kapalı olmaması gerektiğini belirten Walters, açık modellerin toplum için daha faydalı olacağını savundu.

Öte yandan, Quansight CEO’su Travis Oliphant, açık kaynak yapay zekâ sistemlerinin halka denetim imkânı sunduğunu ve bu sayede kamu teknolojilerine duyulan güveni artırdığını belirtti. Açık modellerin, güvenlik açıklarının daha hızlı tespit edilmesine olanak tanıdığını söyleyen Oliphant, ayrıca bu sistemlerin eğitim süreçlerinin denetlenebilir olmasının yapay zekâdaki önyargıları en aza indireceğini ifade etti.
Ancak, açık kaynak yapay zekâya yönelik eleştiriler de bulunuyor. Bu yaklaşımın kontrol edilmesinin zor olduğu, kötü niyetli aktörlerin veya yabancı devletlerin herhangi bir kısıtlama olmadan bu teknolojiyi kullanabileceği endişeleri dile getiriliyor. Açık kaynak kodlu sistemlerin potansiyel tehditlere karşı daha savunmasız olabileceğini savunanlar, düzenleyici çerçevelerin bu durumu göz önünde bulundurması gerektiğini belirtiyor.
Bu tartışmalar sürerken, Open Source AI Foundation kampanyasının nasıl bir etki yaratacağı ve hükümetlerin bu çağrılara nasıl yanıt vereceği merak konusu. Açık kaynak yapay zekâya yönelik bu büyük ölçekli savunuculuk çabası, teknolojinin gelecekte nasıl şekilleneceğine dair önemli bir dönüm noktası olabilir.