Daniel Craig‘in, James Bond serisinin son filmi No Time to Die (2021) ile ajan rolüne veda ettiğini açıklamasının ardından, dünyaca ünlü İngiliz casusunun kim tarafından canlandırılacağına dair spekülasyonlar aylardır devam ediyor. Tom Hardy, Bridgerton dizisinden Regé-Jean Page ve Idris Elba gibi isimlerin yanı sıra, ırkçılık tartışmalarının gölgesinde kalan Elba‘nın bu rolü reddetmesiyle, James Bond rolünün yeni sahibi kim olacak sorusu daha da merak konusu haline geldi. Ancak, son haberlere göre, Eon Productions‘ın yeni 007 için gözü Aaron Taylor-Johnson‘da.
The Sun gazetesinin kaynaklarına göre, Kick-Ass, Tenet ve Bullet Train gibi filmlerdeki başarılı performansıyla tanınan 33 yaşındaki İngiliz aktör Taylor-Johnson, Bond serisinin 26. filmi için yapımcıların bir numaralı tercihi haline geldi. Yapımcılar, Taylor-Johnson‘ın yakında resmi sözleşmeyi imzalayacağını ve büyük duyurunun hazırlıklarına başlanacağını umuyor.
Eon Productions‘dan bir kaynak, “Bond Aaron‘ın işi, kabul etmek isterse. Resmi teklif masada ve geri dönüşlerini bekliyoruz. Eon açısından bakıldığında, Aaron birkaç gün içinde sözleşmesini imzalayacak ve büyük duyurunun hazırlıklarına başlayabiliriz,” dedi.
Aaron Taylor-Johnson, 2023 Ocak ayında yapımcı Barbara Broccoli ile oldukça olumlu geçtiği söylenen bir toplantı gerçekleştirdi. Aralık 2022’de gizli bir seçme çekimi yaptığına dair spekülasyonlar da mevcut. Bu olası döküm, Bond eş yapımcısı Michael G Wilson‘ın yeni 007‘nin otuzlu yaşlardaki bir aktör olacağı yönündeki iddialarını doğrular nitelikte.
Sony‘nin Marvel yan ürünü Kraven the Hunter‘da oynadığı rol öncesinde yapılan bir röportajda, Taylor-Johnson Bond rolüne ilişkin olası seçilmesi hakkında net bir yanıt vermekten kaçındı. Esquire‘a konuşan Taylor-Johnson, “Her zaman kendi davulumun ritmine gitmeliyim. Kendi yolum bu, bana içgüdüsel gelen şeyi yapmalıyım. Başkalarının perspektifleri, yargıları veya beklentilerine dayanarak bir karar vermedim. Bunu yaparsan aklını kaybedersin. Kendi değerin ve ruhun gider. Senin için neyin önemli olduğunu ve neyin doğru hissettirdiğini anlamalısın ve önündekiyle ilgili kalmalısın. Şu an önümde olan Kraven,” dedi.
Eğer Taylor-Johnson James Bond rolünü kabul ederse, Richard Madden, James Norton ve mevcut En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödüllü Cillian Murphy gibi diğer adayları geride bırakmış olacak.
Aaron Taylor-Johnson 2012 yılından bu yana John Lennon biyografisi Nowhere Boy‘un setinde tanıştığı film yönetmeni Sam Taylor-Johnson ile evli ve iki çocuk sahibi. Bu gelişmeler ışığında, Taylor-Johnson çiftinin sanat ve sinema dünyasında sağlam bir yer edindiği görülüyor. Aaron Taylor-Johnson‘ın James Bond rolüne aday gösterilmesi, sadece onun kariyeri için değil, aynı zamanda Taylor-Johnson ailesinin de popüler kültürdeki yerini daha da pekiştirecek bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bu rol teklifi, Taylor-Johnson için bir dönüm noktası olabilir. Zira James Bond, sinema tarihinin en ikonik karakterlerinden biri olarak kabul ediliyor ve bu rolü üstlenmek, herhangi bir aktör için önemli bir prestij meselesi. Taylor-Johnson‘ın, Daniel Craig‘in mirasını devralarak 007‘yi canlandırması durumunda, serinin geleceği ve Taylor-Johnson‘ın kariyeri üzerinde büyük etkiler yaratacak.
Taylor-Johnson‘ın potansiyel Bond rolü hakkında kamuoyu nezdinde büyük bir merak var. Aktörün önceki çalışmaları, onun geniş bir yelpazede karakterlere hayat verebilecek yetenekte olduğunu gösteriyor. Kick-Ass‘deki genç süper kahraman rolünden, Nocturnal Animals‘daki derin ve karmaşık karaktere kadar, Taylor-Johnson her daim çeşitliliği ve yeteneğini kanıtladı.
Yine de, Taylor-Johnson‘ın bu teklifi kabul edip etmeyeceği henüz kesinleşmiş değil. Aktörün kendi ifadelerine göre, kariyerindeki kararları daima kendi içgüdülerine ve kişisel değerlerine dayanarak alıyor. Dolayısıyla, James Bond rolünün kendisi için doğru bir adım olup olmadığını değerlendirirken, bu ölçütler ön planda olacaktır.
Eon Productions ve Bond hayranları şimdiden Taylor-Johnson‘ın kararını bekliyor. Eğer kabul ederse, bu, sinema tarihinin en önemli serilerinden birinde yeni bir dönemin başlangıcı olacak ve Taylor-Johnson‘ı global bir yıldız olarak daha da öne çıkaracak.